10 Temmuz 2008

Bolu Aladağlarda Kamp

22 Haziran için Asos öncesinde aslında Bolu Köroğlu dağlarını planlamıştık. Ancak deniz ağır basıp Asos'a gitmiştik. 28 Haziran'da gezenbilir.com tarafından düzenlenen geziyi haber alınca bu fırsatı kaçırmadık. Hem Gezenbilir üyeleri ile tanışmak hemde Aladağların temiz havasını solumak amacıyla Cumartesi sabahtan yola çıkarak gezimize başladık.

Cumartesi sabahı erken kalktığımızı gören Biblo sevinçten havaya uçuyor. Eşyaları bile araca yerleştirirken sabırsız. Sanırım artık malzemelerden ne tür gezi yapacağımızı anlıyor. Çadırı, matı görünce dağ gezisi olduğunu biliyor. Biblo diğer pek çok köpek gibi çok iyi gözlemci. Hem konuşmalardan hemde hareketlerden neler olacağını biliyor veya tahmin ediyor.
Çoğunluğu offroad araçlarından oluşan ekip ile Bolu Migros alışverişinden sonra Aladağ yoluna girdik. Gezenbilir'in 1.yılını kutlayacağımız kamp alanı Aladağ göletinin hemen yanında yer alıyor. Seben yolundan gidilen virajlı bu kamp alanın rakımı 1365 metre. Hava sıcak ama öyle kavrulmuyoruz.
Kamp alanında konyomuzu Cuma akşamından gelen Mustafa Abi, Mert ve bizlerden önce varan Zerrin karşılıyor. Buradaki herkesle ilk defa karşılaşıyorduk. Neyseki beni herkes hemen tanıdı. Neden mi çünkü Biblo yanımda. Aslında beni tanıyan falan yok, Biblo'yu tanıyıp sonra "Aaaa sen de Murat olmalısın" diyorlar. Hep aynı durum...
Kamp alanından görüntüler:

Çadır alanlarını belirleyip çadırlarımızı kurduktan sonra Nuray'la Biblo'yu bırakıp kısa bir fotoğraf eğitim yürüyüşüne başladık. Ancak yorgunluktan geziyi tamamlamadan tekrar kamp alanına yalnız geri dönüş yaptım.

Kamp alanında yapılan sohbetler nasıl zamanın geçtiğini anlamadık. Biblo ile serbest şekilde gezerken epey yorulmuş olacak ki çadırın yanına geçip serilmiş. Bu arada gördüğün en sakin Rottweiler köpek olan Face ile tanıştık. Önce endişelendim ama son derece sakin olduğunu görünce Biblo ile serbest olarak dolaşmaya başladılar. Face sıcakların etkisinden gördüğü her serin suya dalıp çıkıyor, suyun içine oturuyor. Biblo ise Face'e zaman zaman havlasa da Face, Biblo'yu çok da dikkate almadı.

Aladağ göleti gölete akan derelerle besleniyor. Yaşlı çam ormanı ise çevresine büyük sakinlik veriyor. İşte Aladağlardan çam ormanında kareler.


Akşam üstü kardeşim Serhat'ın katılımı ile aileyi tamamlamış olduk. Akşam olduğundan ise ateşimizde yaptığımız etlerle karnımızı doyurduktan sonra ateş başı sohbetleri ve şenliği başladı. Tabi ben sürekli ateş başında değildim. Bu karanlığı yakalamışken yıldızları seyretmemek, samanyolunu görmemek olmuyor. Kamp alanında Biblo'yu emanet ederek mümkün en karanlık yere giderek çayıra yatarak dakikalarca gökyüzünü ve samanyolu seyrimi yaptım. Sonrasında köstebek veya vahşi tabiattan bir kaç parça görebilirim diye çevrede gezindim ama elim boş kamp alanına geri döndüm.
Sabah kalktığımızda daha henüz kalkan birilerini göremediğimizde göl kıyısına yürüyüşümüzü yaptık. Tabi Biblo sabah sporunu kaçırır mı? Düzgün bulduğu çim alanda başladı koşturmaya.



Kamp alanına döndüğümüzde neredeyse herkes uyanmıştı. Ateşte sucuk yaparak kamp kahvaltımızı yaptıktan sonra offroad oyunları başladı. Yaklaşık 300-400 metrelik mesafeyi 2-3 saat arası alınan bu oyunda Ali'nin aracı herkes etabı tamamladı. Offroad oyununda temel olarak ekip dayanışması çok önemli. Zaten bu etaplar bu dayanışma olmadan geçilmesi oldukça güç.




Kamp alanına döndükten sonra saat'in 17:00'ye geldiğini görerek toparlanmaya başladık. GezenBilir ile güzel zaman geçirdiğimiz bu hafta sonunu da eve çok geç dönmeden tamamladık. Biblo yine dağlardan inerken etrafı izledi ama TEM girince uykuya kısa sürede daldı.

Hiç yorum yok: