15 Aralık 2007

Menekşe Yaylası Kar Altında

15 Aralık sabahı amacımız Katırözü yaylasına gitmek şeklindeydi. Ancak bölgeyi daha iyi tanımak amacıyla İzmit'ten sonra Karamürsel'e doğru yöneldim. Karamürsel'den Yalakdere üzeriden İznik'e gitmek üzere yola koyulduk.

İşte bugün yaptığımız gezinin haritası.


İznik gölünü görüncüye kadar mola vermedik. Sonra İznik gölü görününce bizde rahat seyir yapacağımız bir tepe ve burun bularak Biblo ile ilk molamızı verdik. Biblo tabi olarak ilk önce hemen saha araştırmasına başladı. Sonra geldi yanıma o da manzara şöyle bir bakıp işine devam etti.

İznik gölü manzaramız

İznik'e gelmeden Elbeyli tarafına dönüyoruz. Burası Sansarak Kanyonuna giden yol aynı zamanda. Ama bizim amacımız Elmalı Köyünden Kemaliye sonrada geçen hafta gidemediğimiz Ercuva yaylasına gitmek olduğu için Çandarlı yönüne yöneliyoruz.

Güzergahımız pek çok güzel manzara sunuyor.

Elmalı Köyüne daha önceden iki kere daha geldim. Her seferinde bu köyün yerleşimi ve sunduğu manzaralı çok sevmişimdir. Dayanamadım bir kaç karede buradan aldım.

Elmalı Köyün'den Kemaliye'ye giden yolu bir türlü bulamadım. Elmalıdan ayrılan yola girdiğimde GPS bana Oğulpaşa yolunu gösteriyordu. Geri dönüp Elmalıdan çıkınca ilk sağa döndüğümde de Kırıntı tarafına gidiyordum. Köylü'ye sordum onlarda bilmiyorlar. Sadece Menekşe Yaylası yolundan Aytepe yolunu tarif ediyorlar. O yolu iyi bildiğim için o yolda Kemaliye'ye ayrım olmadığını çok iyi biliyorum.

Ama çaresiz geri döndüğüm yoldan gitmemek için Menekşe Yaylası-Aytepe yoluna giriyorum. O yolun karlı olacağını tahmin ediyorum ve tahminimden fazlası çıkıyor.

Biblo yine karı görünce heyecanlanıyor ve arabamızdan inip biraz yürüyoruz. Ancak yolda çok sayıda vahşi hayvan ayak izi var. Sanırım bir kısmı Çakal, Tilkilere ait. Ancak çok sayıda Kurt gibi büyük bir hayvanın ayak izinide rastlıyoruz. Ayak izlerine baktığımda bir önceki günden veya akşamdan kaldığını görüyorum. Ama yinede temkinli olmakta fayda var diyip Biblo'nun çok uzaklaşmasına göz yummuyorum.

Sonunda Menekşe Yaylasına ulaşıyoruz. İlk kez geçen sene Nisan ayında Aytepe'den yolu izleyerek tesadüfen bu yaylaya gelmiştim. İşte şu anda karlı kaplı Menekşe Yaylası başka bir güzellik sunuyor.

Aşağıda da Nisan 2007'de çektiğim fotoğraf var.


Menekşe Yaylasının ilerinse yine duyur ve kar üzerinde geziniyoruz. Temiz havayı içimize çekerek yine kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Biblo bir ara atladığı yerden çıkamayınca benden yardım istiyor. Eee doğal 4x4 ama bazen takılmıyor değil. Epey bir uğraştıktan sonra durup kurtarılmayı bekliyor.

Buradan devam ettikten sonra normalde Aytepe'ye izlediğimiz yolun tamamen karlı kaplı olduğunu görüyoruz. Buraya geldiğimiz yolda daha önceden geçmiş bir aracın izi vardı. Ancak bu yolda ilk izleri biz açacağız gibi görünüyor. Yol zorlu ama manzaranın güzelliği bizi büyülüyor ve devam ediyoruz. Biblo yolun tehlikeli olduğunu anladıki hemen arkaya geçti ve oturur pozisyona geçti. Sağ sağlim tepeden dere yatağının yanına iniyoruz.

Karla ağırlaşan dallar zaman zaman yolumuzu iyice aşağıdaki gibi daraltıyor. Yolda sadece bir avcının ayak izleri var.


Karlı dağlarda son çektiğim kareler. Buradan sonra başımız belaya girdi. Aytepe'ye çıkan yolda kar kalınlığı 40-45 cm'i bulunca ilerleyemedik. Hatta bir ara ne ileri nede geri gidebildik. Neyseki Suzuki'miz bizim yüzümüzü güldürdü buradan da çıktık. Hem yol dik hemde kar olunca geri geri dönmek zorunda kaldık. İşin zor yanı dönüş yeri olmadığı için dönüş geri geri yapmak zorunda kaldım. Yolun dar ve bir tarafı dik yamaç diğer dağ tarafı ise düşmemiz gereken şaroplen. Yaklaşık 45 dakika geri geri gitmek zorunda kaldım. Boynum ağrıdı ter bastı.
Korkum bir şey olsa ise en yakın köyü çok yakın olmayışımız. Yalnız olsam iyi. Biblo ile oraya gitmek zor. Neyse araçımızı döndürdüm. Yokuş aşağı inerken aracımız kaydı ve sağa doğru dağa dayandık. Çamur'a saplanan aracımızı oradan çıkarmak 20 dakikamızı aldı. İşte bu noktada çok korktum çünkü havanın kararmasına tam 1 saatimiz var ve hiç telefon çekmiyor. Acil çağrı bile yok. Güç bela çamur içinde kalarak , ıslanarak, ellerim buz tutarak aracı çıkarttım.

Bundan sonrasında ise tek kendi izimin olduğu dik tepeyi nasıl çıkacağımdı. Artık şu planları yapmaya başlamıştım. Eğer yolda kalırsak Biblo'yu çanta'ya koyar köyü kadar yürüyüz şeklinde. Ama hava karardığı anda vahşi doğa'ya karşı korumasız kalıyorduk ve araçın derecesi gölge yerlerde 0 derece, güneş olan yerlerde 2 dereceyi gösteriyordu.

Neyseki korktuğumuz bu tepeyide çıktık ve doğrudan İznik'e geri döndük. Biblo'ya ile dönerken yine molamızı vererek hem suyumuzu içtik hemde biraz dinlendik.

Bugün saat 10:20'de başlayan yolculuğumuzu 19:20'de yorgun ve korkmuş olarak tamamladık. Artık karlı yollara asla yalnız dalmam.

Hiç yorum yok: