8 Haziran 2008

Aytepe'ye Farklı Rota

Bu hafta yeni arazi aracımızı aldım: Suzuki Vitara JLX. Neredeyse offroad için tam donanımlı bu aracımız ile daha rahat keşif ve gezilr yapacağımızı umut ediyorum. İş yoğunluğumuz hat safhada halen ama biz Pazar günümüzü geziye ayırıp biraz kafa dinlemek istiyoruz.

Gezenbilir İzmit ekibinin Doğan Abi önderliğinde İzmit dağlarında gezi düzenleneceğini duyunca sabahtan Biblo ile İzmit yolunu giriyoruz. İzmit dağlarına sıklıkça gidiyoruz ama rotamız genelde hep aynı. Menekşe için Orman denetleme klübesinin yolunu kullanıyoruz. İnönü ve Ercuva yaylalarına ise Tepecik köyünden gidiyoruz.

Gezinin parkurunu araçlardaki problemden ötürü tam olarak tamamlayamıyoruz. Hedef Ercuva yaylası ve ilerisi. Ancak biz Aytepe'den aşağıda dönmek zorunda kalıyoruz. Ama bu kadarı bile keyif alıp, dinlenmemize yetiyor.

Önce haritamız:


Barajın hemen başlangıç noktasında yukarı doğru sapıyoruz. 5 araçlık konvoyumuzla ilerliyoruz.

Yuvacık barajına tepeden hakim bir noktada duruyoruz. Konvoy lideri Doğan abi bizlere burada bilgi veriyor. Kungul tepesi, kayaüstü yaylası, kartepe hemen karşımızda.



Sonrasında papaz deresine doğru gidiyoruz. Fakat 1.5 ay önce akan dere tamamen kurumuş. Derenin nimetlerinde yararlanamıyoruz. Bu noktada araçlarımızı kareliyorum. İşte yeni aracımız. Araçımızda Warn-8000 Vinç, yükseltme kiti, MTR Lastikler, aynu-mahruti, alt koruma bulunuyor.




Sonra yolumuza Menekşe yaylasının tersine doğru Aytepe yolundan devam ediyoruz.

Benim Co-Pilotum Biblo. Yolu denetliyor, beni denetliyor. Çukura her girdiğimizde ise dönüp bana bakıyor ve diyor ki "Dikkat etsene!"

Sonrasında ise Mustafa'nın (hemen önümdeki Cherokee Sport) bilyasını dağıtıyor. Bende her nedense benzin göstergesi sona dayanıyor. Benzinin bitmiş olması imkansız. Depoyu doldurduğumda sıfırlarım. Ve aldığım KM 380 gösteriyor. Ama yine de önlem olarak biz Aytepe'den aşağı ayrılıyoruz. Mustafa'nın aracının daha fazla zarar görmemesi için aracını İzmit'e kadar çektim. Detayları vermeyeceğim ama epey maceralı bir çekiş oldu.

Ama bu arada Aytepe'den aşağı inerken bir yerde durup karnımızı doyurmadan da bu dağları terk etmedik. Aytepe'nin temiz havasını soluyup karnımızı doyurduktan sonra İzmit, sonra da eve dönüş yolculuğu ile bu haftamız da bu şekilde sona erdi.

Göksu Dinlencesi


Cumartesi Pazar demeden çalışınca artık bu hafta bir doğaya kaçış yapalım dedik. Yorgunluk hat safhada..Bu durumda yakın bir yer seçelim istedim. Biblo yine yerinde duramıyor. O da çok sıkılmış durumda. Kızcağız bizimle mesai yapıyor, yorgunluğumuzu paylaşıyor. Haklı tabi.

Hacıllı Köyü'ne yine Ballıkayalar-Demirci Köyü üzerinden gidiyoruz. Hacıllı köyünden aşağı inerek biraz da zorlu bir yolu aşarak dere kenarına hemen seriliyoruz. Bu sefer öyle uzun yürüyüşler yok. Yorlunluğumu atmak mümkün değil.. Hemen matımı dere kenarında çınar ağacının gölgesine seriyorum.

Bu arada Biblo çevrede geziniyor ama temkinli.. Uzaklaşmıyor. Sadece arada sırada gözden kayboluyor ama hemen geri dönüyor. Çimenlerde yuvarlanmalar, ot yeme keyiflerini yapıyor bu arada. Ben Atlas'ın Haziran sayısını okurken püfür püfür esen rüzgar ve derenin seside ruhumu dinlendiriyor.

Kısa bir yürüyüş yaptığımız Göksu deresini de karelemeyi unutmuyoruz. Sessiz, sakin ve sıcak ama esintili bir Göksu yine karşımızda...